Facebook'ta takip et.Twitter'da takip et. Abone Ol!
Abdurrahman Dilipak
Bu Kadar Bakan Çok Değil mi?
13.09.2019

Bugünkü bakanlıklar ve mevcut bakanlar ÅŸu ÅŸekilde: Adalet Bakanı: Abdülhamit Gül, DışiÅŸleri Bakanı: Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu, İçiÅŸleri Bakanı: Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı: Hulusi Akar, MilliEÄŸitim Bakanı: Ziya Selçuk, SaÄŸlık Bakanı: Fahrettin Koca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Fatih Dönmez, UlaÅŸtırma ve Altyapı Bakanı: Mehmet Cahit Turan, Çevre ve Åžehircilik Bakanı: Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı: Bekir Pakdemirli, Kültür ve Turizm Bakanı: Mehmet Ersoy, Gençlik ve Spor Bakanı: Mehmet KasapoÄŸlu, Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı: Zehra Zümrüt Selçuk, Hazine ve Maliye Bakanı: Berat Albayrak, Ticaret Bakanı: Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Mustafa Varank.

Toplam 16 bakan var. Bana kalırsa bakanlıkların sayısı çok fazla. Asıl, olmazsa olmaz bakanlıklar, Adalet, İçiÅŸleri, DışiÅŸleri, Savunma, Maliye, Sanayi ve İktisat, Maarif ve İçtimai İşler diye 8 bakanlık. Bu kadar yeter. İlk elenmesi gereken bakanlıklar Gençlik ve Kültür. İkisini de Maarif’e baÄŸlamak gerek. “Milli Maarif” filan olmaz. Kültür’ün “Turizm”i Ekonomi Bakanlığına. Aile, Çalışma, Sosyal Hizmetler, Çevre ve Åžehircilik İçtimai İşler’e, Ticaret ile Sanayi birleÅŸtirilebilir. SaÄŸlık Sosyal İşlere, Gıda-Tarım, Orman, Enerji ve Maden, UlaÅŸtırma, İktisat’a baÄŸlanabilir aslında. 

Tabi bekâra karı boÅŸamak kolay. O kadar bakan olmak için sırada bekleyen varken 16’yı 8’e çekmek çok da akıllıca bir tercih gözükmeyebilir.. Olur, olmaz, o ayrı bir ÅŸey, ben sadece sizi bu konu üzerinde düÅŸündürmek istiyorum.

Mesela, Besim Tibuk, futbol seyircisi gol atınca daha mutlu oluyor, adrenalini deÅŸarj oluyor. “O zaman kaleleri büyütelim daha çok gol olsun” diyordu. Böyle düÅŸününce bakanlıkların sayısını 32’ye, bakan yardımcılıklarını da 3 ile 5’e yükseltirsek aslında birileri bu iÅŸten çok daha fazla mutlu olabilir..

Bana göre, bakan yardımcılığı doÄŸru ama mesela müsteÅŸarlıkların kaldırılması yanlıştı. Bakan da, bakan yardımcısı da siyasi kiÅŸilikler, ama müsteÅŸar bürokrat biri.

Mesela, Gümrük Maliyeye baÄŸlı olmalı, ama Hazine BaÅŸkanlıkta olmalı. Mesela DPT daha aktif hale getirilip baÅŸkan yardımcısı üzerinden baÅŸkanlığa baÄŸlı olmalı.

Kesinlikle Sayıştay’ın etkinliÄŸi artırılmalı. Yargının ıslahından sonra kesinlikle idaredeki ağırlığı artırılmalı. BaÅŸkanlık aşırı güçlendi, yargı ve yasama zayıfladı. Unutmamak gerekir ki, “Haddinden fazla ÅŸiddet gayedeki hikmeti yok eder” ve “Kontrol edemediÄŸiniz güç, güç deÄŸildir”.. Fren hız kadar güçlü olmalıdır ve hız deÄŸiÅŸirken debriyaj geçiÅŸi tolere etmelidir. Ani virajlar ve dalgalı seyir, her zaman savrulma ve tepetakla olma riskini beraberinde deÄŸirir.

Medya ve STK, vakıf, dernek ve odalar, sendikalar aslında iÅŸin rot ve balansı gibidir. Balans bozulursa birileri ÅŸartları oluÅŸturup “Balans ayarı” yapmaya soyunabilir. Rot ve balans tutmuyorsa o iÅŸ de tutmaz. “Rot ayarı, araç direksiyonu herhangi bir yöne çevrildiÄŸinde tekerleklerin de aynı yöne bakıyor olmasını saÄŸlayan ayardır. Dolayısıyla araç da direksiyonun çevrildiÄŸi doÄŸrultuda hareket eder. Balans ise araç tekerleklerinin aralarındaki açı ve doÄŸrultuların birbirine eÅŸit olması durumudur.” Yani medya-STK’lar baÅŸka yöne bakarken yönetim baÅŸka yere bakıyor ya da gidiyorsa zıngırdamaya baÅŸlar. Böyle bir durum var zıngırdıyorsa ve siz bunu görmezden geliyorsanız sorun var demektir. EÄŸer rot ve balans bozuk ve zıngırdaması gerekirken zıngırdamıyorsa zaten vidalar gevÅŸemiÅŸ, denge kontrolden çıkmış demektir ki, bu daha büyük bir felakettir. Yani çalması gerekirken çalmayan alarmı düÅŸünün, bu öyle bir ÅŸeydir. Araç örneÄŸinde gidersek ekonomi yakıt, sanayi aracın motorudur.

Bu arada bakmayın motor örneÄŸi verdiÄŸime, ben araba kullanmayı bilmem. 

Planlama yoksa halimiz akÅŸama kadar ören, ördüÄŸünü sabaha kadar söken kadının haline benzer. Kamuda “Ben adamıma güveniyorum” diye bir ÅŸey yok, olamaz. Kendi nefsinize bile güvenmeyecek, can evde oturacak, kapınız aralık duracak, pencerenizin camı yere yakın olacak. “Güvenmek güzeldir ama kontrol etmek daha da güzeldir.” Bu kural da sadece kendi sahip olduÄŸun mal içindir. Yoksa kamu malı söz konusu olduÄŸunda “Beni bana bırakma Rabbim” diye dua edecek, nefsinize bile güvenmeyeceksiniz! Vekâlet iÅŸlerinde mutlak itimat hükümsüzdür. Kendi nefsiniz de dâhil, hesap sormazsanız, hesap veremezsiniz. Herkes hesap verecek. Vekâleten görülen iÅŸlerde kimse “Layüs’el” deÄŸildir. Bu dünyada hesap verip helallik almayanlar öbür dünyada çok ağır bir hesapla karşı karşıya olacaklardır. Veda Haccı’nda Rasulullah, kimin kendinden alacağı varsa ya da haksızlığa uÄŸradığını düÅŸünen varsa gelip hakkını alması gerektiÄŸini söylemiÅŸtir. Bu kural sadece adil Ömer için deÄŸil masum olan peygamber için de geçerlidir.

Aslında ÅŸu politika kurullarının stratejik kararlar alınması, bakanlığın ufkunu aydınlatması, ihtimal, maliyet ve risk analizleri yapmak gibi bir hedefi olması gerek. Bakanlıkla ilgili özerk ve özel kurumlarla görüÅŸmeler yapıp eleÅŸtiri ve talepleri not edip çözüm arası gerek. İcra yetkisi bakanda. Aynı zamanda Politika Kurulu, bakan, yardımcıları, müsteÅŸar ve daire baÅŸkanları ile stratejik kararların uygulanmasında ortaya çıkan ve muhtemel sorunlara iliÅŸkin konjonktürel açıdan taktik revizyonlar için zaman zaman geniÅŸletilmiÅŸ divan toplantılarının yapılması gerek.

“Tek adam” görüntüsü ciddi anlamda bir risktir. Zaten bu konuda sabıkalıyız biliyorsunuz. “MonarÅŸi”yi yıktık yerine “tek adam” rejimi kurduk, hem de hayat kaydı ÅŸartı ile(!?). Tabi “Hakimiyet millettindir”, o konuda ÅŸüphe yok!? Bir de “Tek parti”miz vardı. Maliye Bakanının soyadı da durduk yere “Kesebir” deÄŸildi!

Devlet iÅŸsizliÄŸi önleyeceÄŸim diye, sürekli personel almaktan vazgeçmeli artık. Bir ülkede yasa ve buna baÄŸlı bürokrasi ve bürokrat ne kadar çoksa iÅŸler o kadar gecikir, yolsuzluk artar, verimlilik düÅŸer.

Erbakan’ın bir kamu finans havuzu vardı. Ona benzer bugün devlette kamu personel havuzu oluÅŸturmak gerek. Hızlı karar alsın diye baÅŸkanlık sistemine geçiyoruz, sonra da sürekli mevzuat ve bürokrasi üretiyoruz. Bu motor patlar. Hem gaza ve hem frene basarsanız olacağı budur.

Özellikle de bakanların bakanlık dışındaki iÅŸlerden derhal el çektirilmesi gerek. Kamu ile özel iç içe geçince iÅŸler karışır. Bakanların ve üst düzey karar verici kamu bürokratlarının kendi birimlerinde, baÅŸka kamu görevlerinde ve memleketlerinde, kamuya iÅŸ yapan ÅŸirketlerde varsa aile baÄŸları ve çıkar iliÅŸkileri mutlaka yakın takibe alınması gerekir. Bu konuda bir yanlışlık olmayan durumlarda bile söylentiye kapı aralanır. Fitne fesat, gıybet, dedikodu böyle ortamlarda hayat bulur. Bazen bir ÅŸeyin ÅŸüyuu vukuundan daha beter bir hal de alabilir. KulaÄŸa hoÅŸ gelen çözümler, gözyaşına sebep olan fitnelere kapı aralayabilir.

Dur! Niye “Milli Savunma”, “Milli EÄŸitim” var da, “Milli Ekonomi”, “Milli Kültür”, “Milli SaÄŸlık” bakanlığı yok. Ya hu milli olmayan bakanlık mı olur. Ötekilerin başında “Milli” yoksa “eÄŸitim” ve “Savunma”da niye var! Adalet, İçiÅŸleri, DışiÅŸleri ve Maliye niye “Millî” olmuyor, eÄŸer bu isimlendirme doÄŸru ise. “Bir baÅŸkadır benim memleketim”. :)

Neyse, ben düÅŸündüklerimi söyledim. Bu yetkiye sahip olanlar ve sizler düÅŸünün. En azından, elimle bir ÅŸey yapamıyorum bari dilimle bazı ÅŸeyleri söylemiÅŸ olayım. Selam ve dua ile. 


Bu yazı 4676 kez okundu.


EV9dzn.gif

SON YORUMLAR

Güneysınır Haber © 2019 | İzinsiz ve Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Guneysinirhaber bir Gençliğin Sesi Radyo ve Televizyon A.Ş Markasıdır.

Åžafak Medya